bugün

entry'ler (91)

joelbarish

oo böyle doğum günüsü en içten dileklerle kutlanası bi yandan telefonla, bi yandan msn aracılığıyla hatta doyamayıp özel mesıclarla falan saldırılası, 00.00da telefonu sesliye alınarak çıldırtılası, klişenin dibine vurulası insaaan! iyiki doğdun ahahhaha

inan temelkuran

yeni filmi bornova bornova vizyona girmiştir yakın zamanda.

tunng

good arrows albümleri baştan sona çok iyidir. bullets, cans, bricks en başta. bir de woodcat diye şarkısı var ki o da önemlidir yaptıkları müzik türü folktronica olarak adlandırılan pek sevdiğimiz tunng'un.

brazzaville

bu aralar air mail'le hayatımda olan david arthur brown grubu.

ex drummer

akıldan çıkmayan koen mortier filmi.koen mortier bir chuck palahniuk kitabını sinemaya uyarlayacakmış hatta yakın zamanda. tıkanma'dan iyi, fight club'la kapışacak seviyede olacağına şüphe yok.

magnolia electric co

kaçırılan konserleri üzmüştür, gene gelsinler de lioness söylesinler istemekteyiz.

thom yorke

gülüşü sevilesi:
http://www.youtube.com/watch?v=P8lCweTDO8Y

antakya

küçük ve rahat şehir.orada yaşayan 16-25 yaş arası insanların antakya'dan kaçmak istedikleri,sıkıldıkları bir dönem olur genelde ama sonunda hep özlenir ve hep bıraktığın gibidir.

ars longa

4 aralık'ta yora'yla peyote'deki konser haberinin de alınmasıyla yaşasııııığn nidalarına sebep olmuştur.

moon

filmekimi'nde de gösterilen muun'un yönetmeni duncan james kişisi david bowie'nin oğludur.

ars longa

30 ekim'de peyote'de çalacak grup.aşıksan evet diye de bir şarkıları var ki mutlaka dinlenmeli.

nyc

(bkz: yeni başlayanlar için interpol)

pearl jam

yeni albümleri de çıktı sonunda, belki diyorum hani bu sefer uğrarlar bizim bu taraflara.bu sene içinde sabırsızlıkla beklediğim 3 albümden biriydi zaten, diğerleri için; (bkz: kings of convenience) (bkz: muse)

kings of convenience

yeni albümleri declaration of dependence'la yeniden huzura kavuşturan en sevdiğim norveçliler.

brazzaville

5-6 kasım'da istanbul'da iki adet konser verecek grup ve ben de koşa koşa gidip izleyebileceğim sanırım bu sefer.*

2009 emmy ödülleri

bütün gece benim kendimi ordan oraya savurmama sebep olmuş törendir. how i met your mother, neil patrick harris, hugh laurie dururken tepemi attıran 30 rock, jon cryer ve bryan cranston nedir nedir?

southland tales

donnie darko aşkına izlemeye başlayıp ortalarına doğru 'ha ne bu ne neler olmakta' dediğim kapatıp bir daha açmaktan korktuğum filmdir.

guy ritchie

olay örgüsünün hızlı gelişimi filmlerinin en belirgin özelliği olan zeki yönetmen. 3 filmini izledim, hepsinde çok eğlendim, ama ne oldu anlat deseniz kalırım öyle cevap veremem.

kramer vs kramer

bana kalırsa bu film 'heyy babayı sevin, anneden nefret edin' diye bas bas bağırmaktadır. ben de bu feryatlara uydum izlerken herkese dustin hofmın gibi baba diledim.

the visitor

ritmcilerin arasına karışasımı getiren,göçmen mevzusu nedeniyle yönetmenin diğer filmi the station agent'tan daha dişe dokunur bulduğum bir güzel film.